20 Mayıs 2015 Çarşamba

Lohusalık Hallerim

Bilgisayar başına geçip yazmaya fırsat bulamadığım için bu yazıyı telefondan yazıyorum. Görsel olmamasından ve hata olursa şimdiden özür dilerim.
 Lohusalık hormonal bir durum. Bence hırmonların vücudunuzu ve beyninizi ele geçirmesi.
 Bazı kadınlar bu dönemi hafif atlatırken bazıları lohusa deprosyonuna girip aylarca çıkamıyor, bazıları bebeğinden nefret edecek duruma geliyor, bazıları ise bebeğini aşıro sahipleniyor.
 Ben bebeğini aşırı sahiplenen cinlerdendim ☺️ Gerçi bunun sebepleride vardı.
Bebeğim doğduktan sonra bir çok anne gibi bende inanamadım annne olmama 😊 bu tarifi olmayan müthiş bir duyguydu ama hep bir kaybetme korkusu vardı içimde. ' ya bebeğime birley olursa' bu soru hiç aklımdan çıkmıyordu. Sürekli onu kontrol etme gereği duyuyordum. Bazen bebeğime bakarken bı düşünceyle gizli gizli ağlamışlığım bile vardır. Ama sonra öğrendim ki bu duyguları bir tek ben yaşamamışım 😃 bir çok arkadaşım aynı şeyi anlatıyor. Kafayı yememişim yani 😉
 Hani aşkı anlatan bir şarkı duyunca aklınıza sevgiliniz gelir ya hahh anne olunca tek aşkınız evladınız oluyor (babalar duymasın) . İşte o şarkıları duyunca bile iki göz iki çeşme ben ☺️  Eşim sürekli ' ne oldu? Niye ağlıyorsun? Ben mi bi şey yaptım?' Diye dolanıyordu. Tabi erkeklere bu durumu anlatmak zor.
 Benim kızım çok gazlı bir bebek olduğu için sürekli ağlıyordu. Bende hep kendimi çaresiz ve yetersiz hissettim. Aslında benimle ilgisi olmayan bir durumdu ama ilk defa anne olduysanız sürekli ağlayan bir bebek gerçekten pisikolojinizi bozuyor. Hep kendinizi suçluyorsunuz.
 Birde evi doldurup boşaltan eş dost, habersiz gelen misafirler 😁  tam bebeği uyutmuşum, zar zor yerime yatmışım tam kafam tastığa değecek zırrr kapı 😁😁 Allahım kabus gibi. Uykusuzluk tavan yapmış zaten bi lohusa hallerindesiniz 😔   Şimdi bir daha doğum yapsam bebeğimi, annemi ve eşimi alıp ıssız adaya giderdim 😃  bebek rahatlayıp düzene girince eve dönerdim 😊
  Bebeği kimseyle paylaşmak istemedim. Annem hariç. Çünkü annem hiç bir zaman ısrarcı olmadı. 'Senide ben büyüttüm.' 'Sus!' 'Bi şey olmaz.' Vs vs hiç bir şey demedi. Bana, benim fikirlerime saygı duydu. Ben ne istediysem onu yaptı. Ama misafir teyzeler 'aa mamamı beriyorsun!' 'Süt yetmez mi hiç'  'sen bakma doktora onlar hep mamacı' zaten sütüm az geliyor ve mıtsuzum beni daha çok üzüp strese soktular. Kendimi daha çok eksik hissetmeme neden oldular 😔 Hastaneye ziyarete gelen ziyaretçilerin ilk sorusu 'sütün geldi mi?' Oldu, ' hayır gelmedi, sen mi emzireceksin?' Demeyi öok istedim 😄
İşte özet olarak benim lohusalık maceram. Erkeklerin askerlik anıları, kadınların da doğum hikayeleri hiç bitmez derler. Doğruymuş anladım.
Sizde durumlar nasıldı ya da nasıl?

22 Nisan 2015 Çarşamba

Emzirme deneyimim....


Bu yazıyı uzun zamandır yazmayı istiyorum ama her seferin de bir şey çıkıyor ve yazamıyordum :(
Umarım bu sefer başarırım :)

Bebeğimi anne sütüyle beslemeyi emzirmeyi öyle çok istedim ki hastane çantama biberon bile 
koymadım.
Ben sanıyordum ki bebek doğacak ve hemen emzireceğim. Ama işler öyle olmadı.
Sütüm hemen gelmedi (bir çok kadın aynı durumu yaşıyor.) 
Bebeğin emerek sütün gelmesine yardımcı olması gerekiyordu fakat benim minik kızım ilk günler emmekte ve memeyi kavramakta zorlandı. Zorlayınca ağladı.
Bebeğim ememediği için göğüs pompasından yardım almak istedim. Hastanede lansinoh göğüs pompası vardı ve göğsümde ilk yarayı başlattı. Biraz fazla güçlü bir cihaz.
Biberona alışmaması için mamasını şırınga ile veriyorduk ki doktorum beni uyardı. Biberon kullanırsam emmeyi daha kolay öğreneceğini söyledi. Dediği gibi de oldu :)
Hastaneden taburcu olup eve çıktık ve ertesi gün sütüm gelmeye başladı.
Bu seferde bebeğim sol göğsümü emmeyi reddetti. Ne zaman sol tarafa yatırsam ağlamaya başladı.
Ben de çok zorlamadım. Hep sağ göğsümden emzirdim sol göğsümü de sağıp verdim.
Hastane de ki pompayla yara başlayan göğsüm iyice yara oldu ve sağ göğsümden emziremez oldum.
Bu süre içinde bebeğim sol tarafa alıştı. Bu sefer de sol taraf yara oldu.
Krem vs. kullanmaya çalıştım ama düzenli kullanamadım. 
İlk günler bebeğiniz sürekli emmek istiyor. Krem sür yıka krem sür yıka olmuyor. Zaten benim kızım çok sabırsız kremin temizlenmesini falan beklemiyordu :)
Gecikirsem hemen emzirmezsem hiç emmiyordu cadı :)
Ben emzirmenin en zevkli iş olduğunu sanıyordum ama ilk günler öyle değilmiş :(
Annelik de her şey toz pembe değil yani :)
Her neyse konumuza dönelim :)
Ben iki göğsümüde sağarak bebeğimi beslemeye devam ediyordum ama bu durum hiç hoşuma gitmiyordu. Sanki kızımla uzaklaşıyormuşuz gibi hissediyordum. Bu durumda da imdadıma silikon göğüs ucu yetişti. Kremler falan hikaye. 
Ben Avent'in ucunu kullandım. Rahatça emzirdim hiç acı hissetmedim. Zamanla yaralar geçti ve bu uçlara da ihtiyacım kalmadı.  :)
Süt pompası olarak da arkadaşım kendi pompasını verdi. Medela'nın hastane tipi göğüs pompasını kullandım.
Çok memnun kaldım. Çok nazik bir cihaz.

Süt artırmak için Bir çok şey denedim hala deniyorum.
Lactamil, rezene, karışık bitki çayları bebeğimde alerjiye neden oldu.
Karabuğday, yeşil mercimek, dereotu... bir çok şey denedim fakat hiç birinden sonuç alamadım.
En son kırmızı üzüm suyunu duydum ve gerçekten işe yaradı.
Ben hazır olarak satın alıyorum. En çok Migrostan aldığım organik bir marka vardı ondan çok memnun kaldım.
Dimes'in de premium serisini de sevdim.

Benim maceram da böyle. Beni küçük hanım çağırıyor ben kaçtım :)








23 Şubat 2015 Pazartesi

Doğum Hikayem


Hamileliğimin başından beri doktoruma normal doğum veya sezeryan diye bir diretmem olmadı.
Etrafım da ki bir çok kadının normal doğum yapmak için direndiğini görüyorum (evet böylesi daha sağlıklı) ama sonrasında da bebekte ya da anne de sıkıntı çıkabiliyor. Bu nedenle ben kararı doktoruma bıraktım.
Doktorum sezeryan bile yapacak olsa, bebeğin gelişimini tamamlaması için 40. haftaya kadar bekleyeceğini söyledi.
4 Aralık perşembe günü son kontrolüme gittim ve doktorum beni ertesi güne doğum için çağırdı.
Beni bir heyecan ve korku sardı.
Sonuçta ameliyat masasına yatacaktım...
Bir yandan da kızıma kavuşma heyecanı......
Gece 00:00 dan sonra bir şeyler yemem, içmem yasaklandı.
Ben ameliyatın sabah saatlerinde yapılmasını istemiştim ama istediğim oda doluydu ve öğleden sonra hazır olacaktı. Bu nedenle ameliyat saati 13:30 olarak belirlendi.
Hastaneye gittik hazırlıklar tamamlandı ve beni ameliyathaneye aldılar.
Tabi ki heyecan dorukta :)
Karnımda bir ağrı, üşüyorum, su istiyorum, gözlerimi açmaya çalışıyorum açamıyorum.
Tepemde biri bana sesleniyor 'kızınız 3150 gr doğdu çok sağlıklı, beni duyuyor musunuz?' diyor.
İçimden niye bağırıyorsun diye söyleniyorum adama :)
Sanırım anestezinin etkisi. Odaya geldiğimde de etrafımda bir sürü insan vardı. Gücüm olsa hepsine 'bi susun' diye bağırırdım herhalde.

İlk zamanlar karnımda ki ağrı hiç geçmeyecek sandım 
ama hemen geçti.

Onca gürültünün arasın da çok da güzel bir ses geliyordu.
Kızım, Ece'm ağlıyordu. :)
Ebe emzirmek için uğraştı ama daha çok küçüktü göğsümü kavrayamadı bende tam doğrulamadığım için başarılı olamadık.

Ameliyat yaklaşık yarım saat falan sürmüş ama beni hemen odaya indirmemişler. İyice ayılmamı beklemişler sanırım 15:30 gibi odaya geldim.
Akşama doğru ağrılarım geçti rahatladım. Kalktım yürüdüm.
Ertesi gün kendi başıma kalkıyordum bile.
Bir çok kişi 'sezaryen den sonrası çok zor oluyor vs' diyerek gözümü korkutmuştu ama hiçte öyle değilmiş.
evet ilk gün biraz zor geçti sonuçta ameliyatlısınız ve kafanıza göre oturup kalkamıyorsunuz. Sütüm de hemen gelmediğinden kendimi çok işe yaramaz hissetmiştim. 
Etrafımda ki herkes çok şaşırdı 'normal doğum yapmış gibisin hemen ayaklandın' dediler.
Anneme göre, anne olmanın verdiği güçtü beni ayağa diken :)

.
Sezeryan olacaklara benden tavsiye, kesinlikle ameliyatınızı sabah saatlerinde yaptırmaya çalışın. Çünkü ben 4 Aralık 00:00 dan 5 Aralık 22:00 ye kadar aç ve susuz kaldım :(
Yanınıza bolca pijama alın, ben ameliyat sonrası çok terledim sürekli pijama değiştirdim, geceliği de boşuna yük etmiş oldum.
Benim doğum hikayem de böyle....


Not: Bu yazıyı bir kere de yazamadım. (kızım izin vermedi çünkü :) )  Hatalarım için şimdiden özür dilerim... Sevgiyle kalın... 


20 Şubat 2015 Cuma

Ben Geldiimmmm



Merhaba,
Uzun zamandır yazamıyorum. 
Malum doğum, bebek, ziyaretçiler derken yazamadım 
sonra da bilgisayarımız bozuldu, servise gitti.
Sonun da bilgisayarıma kavuştum. 
Artık yazılarımı yazabileceğim ama pek de düzenli olacağını sanmıyorum :)

Artık beni INSTAGRAM da takip edebilirsiniz ;)


sevgiyle kalın......

24 Aralık 2014 Çarşamba

BEN ANNE OLDUM! :)





Bu yazıyı yazmaya çok niyetlendim ama bir türlü yazamadım.
Ya küçük hanım izin vermedi ya da ne yazacağımı bilemedim.
Bu gün itibari ile 19 günlük anneyim :D 
5 Aralık cuma günü 13:26 da minik kızım ECE dünya merhaba dedi.
Gerçekten çoook çok farklı bir duyguymuş.
Bunca uykusuzluğa, yorgunluğa hayatta hiç bir şey için katlanmaz insan :)

Doğum sezeryan ameliyat ile oldu. Bebeğimin boynuna kordon dolanmış.
Çok şükür doğumda da sonrasında da bir sıkıntı yaşamadık.
Doğum tecrübelerimin ayrıntılarını başka bir yazıda anlatırım.
Şimdilik sadece bu güzel haberi sizlerle paylaşmak istedim.
Bu aralar hayat çok hızlı akıyor benim için.
Gece gündüz belli değil. 
Hiç bir şeye zamanım olmuyor. Boş vakitlerimde uyuyorum :D
Biraz daha düzene girince tecrübelerimi paylaşmak isterim.


Rabbim isteyen herkese bu güzel duyguyu tattırsın. Yavrularımıza sağlık versin.

Sevgiyle kalın.....

20 Kasım 2014 Perşembe

Hamilelikte 37. Haftam


37. Haftada bizden bir fotoğrafla merhaba demek istedik :)
Pek başarılı olmadı ama idare edin artık  ;)
Bu gün itibari ile 37+ 4 günlük hamileyim.
Son aylarda bebekte ve bende belirgin bir değişim yok aslında.
İlk aylarda hatta haftalarda hep bir yenilik,  bir heyecan vardı :)
Şimdinin tek heyecanı acaba bu kız ne zaman gelecek sorusu.
Eşimde bende artık gelsin istiyoruz. 
Kızımız görmek için çok sabırsızız. 
Rabbim sağ salim kucağımıza almayı nasip eder inşallah.
Bütün eksiklerimiz, hazırlıklarımız, her şey bitti.
Benim mide yanmalarım (çok az da olsa), sırt ağrılarım, konuşurken bile nefes nefese kalmalarım tabi ki devam ediyor.
Maşallah sıpacık bek bir hareketli :) Bu duygu paha biçilemez, anlatılamaz bir duygu ama son zamanlarda kendileri büyüdüğü için bazen bu hareketler canımı yakabiliyor. 
Doğum normal mi olacak, sezeryan mı hala belli değil. 
Boynumuza kordonumuz hafiften dolanmış olduğundan bana sezeryan olacakmış gibi geliyor.
Hayırlısı.....
Doktorum sezeryan bile yapacak olsa, doğum kendiliğinden başlamadığı sürece 40. haftaya kadar  bekleyeceğini söyledi.
Eğer sezeryanla erkenden alırsa %3 ihtimal de olsa bebeğin solunum sıkıntısına girme ihtimali varmış.
Yarın doktor kontrolümüz var. Bakalım doktorumuz ne diyecek.

Bir de en çok sıkıldığım konu 'kıyafet' :( 
Artık son haftalar diye yeni bir şeyler almak istemiyorum.
Rahat ettiğim bir kaç parça var döndürüp, yıkayıp onları giyiyorum :(
Ayaklarımda şiş dolayısıyla hep spor ayakkabı giyiyorum.
Zaten şiş olmasa da düşerim yada ayağımı burkarım korkusu ile topuklu ayakkabı giymeyeli uzuuuun zaman oldu.

Bizden haberler bu. Biraz daldan dala atladığım bir yazı oldu galiba.
Bu konuyu da aramızda idare ederiz diye düşünüyorum ;)

Sevgiyle kalın......




















7 Kasım 2014 Cuma

Doğum Çantası Hazırlamaca


Artık doğum çantasını hazır etmenin vakti geldi.
Çok şükür her hangi bir sıkıntımız yok ama hamilelik bu her an her şey olabilir :)

Önce kendim için aldığım eşyalardan başlayayım.
Küçük bir makyaj çantası yaptım. Malum kızımla ilk fotoğraflarımızı çekileceğiz
güzel çıkalım di mi ama :)
İçinde makyaj malzemelerinin yanı sıra yüz yıkama jeli, diş fırçası, diş macunu, tarak v.s. var.
Son Gratis indiriminden aldığım cala makyaj temizleme mendilini de valizime attım.
Makyaj yapmaya dermanım olur da, temizlemeye olmaz diye :)
Seba-med'in alkol ve alüminyum içermeyen roll on aldım. 
Benri'nin tek kullanımlık sabununu da yanıma aldım belki hastanenin sabununu beğenmem diye
Sağı solu temizlemek için temizleyici içeren ıslak mendil ve göğüs pedi de yerini aldı.
Şimdiden kullanmaya başladığım için henüz çantaya girmeyen Mustela meme başı çatlak önleyici krem ve kaynatılmayı bekleyen silikon meme başı ve göğüs pompası fotoğraflarda çıkamadılar :)


Bir tane pijama takımı, bir tane gecelik ve hastane çıkışında 
giyebileceğim rahat bir kıyafet aldım yanıma.
Gördüğüm kadarıyla lohusa pijamalarında en çok çeşit Aqua firmasında var.
Lohusa tacımıda instagram aracılığı ile keşfettiğim Ece Collection'dan sipariş ettim.
Kendilerine ig den ve buradan ulaşabilirsiniz.
Bence lohusa tacın da güzel modelleri var.
Bütün bunların yanı sıra bolca iç çamaşırı, hasta bezi, hijyenik ped, hastanenin çarşaflarını
kullanmak istemediğim için ve daha şık olması açısından kendim için tek kişilik nevresim takımım da
valizimde yerini aldı.



Terliklerimi annem hiç beğenmedi :)
Süslü püslü lohusa terliği almayı düşünmedim. Onları hastanede giyemezdim zaten.
Suya dayanıklı ve altlarının kaymadığından emin olduğum bu Ceyo terlikleri yanıma almayı tercih ettim.



Gelelim küçük hanımın eşyalarına :)
İki adet emzik, bir biberon, bebek temizleme pamuğu, ıslak mendil ve pişik kremi.
Bunlarda hanımefendinin kozmetikleri :D


Bir kalın ve bir tanede triko battaniye.
Bebeğin rahatça yan yatabilmesi için yan yatırma yastığı. Bilindiği gibi
yeni doğanlarda kusmuklarını yutarak boğulma olayı sık rastlandığından 
yan yatmaları gerekiyor.

Bir tane onlu organik hastane çıkış seti.
İki tane altılı hastane çıkışı seti (ikisi de aynı).
İki tane yedek iç zıbın, bir tane çıt çıtlı body, yedi tane ağız mendili, bir yelek,
bir tane yüz tülbendi, bir tane kundak yapmak için ince battaniye, bir tane penye battaniye
(onlu setin içinde de bir tane penye battaniye var)
Buraya eklenecek bir bebek bezimiz kaldı. 
Onu da nasıl alacağıma henüz karar vermedim.
 Bazı arkadaşlar yeni doğan yerine prematüre almamı önerdi.
Bende kararsız kaldım.
Tabi ki fotoğraf makinemizde valizimizde yerini aldı.

Bebeğin ve benim giyeceğim bütün kıyafetleri hipoallerjenik deterjan ile yıkanıp ütülendi.
Emzik biberon vs. de kaynatıldı.

Benim doğum çantam bu şekilde umarım sizlere de fikir vermiştir.
Bu arada benim unuttuğum bir şey varsa söyleyin lütfen ;)